İçeriğe geç

FESTİVAL VİDEOLARI

Yas ve Ölüm Bilgeliği Platformu’nun 2021’den bu yana her yıl çevirimiçi ve ücretsiz bir etkinliği olan Yas ve Ölüm Festivallerinde, yas ve ölüm konusunda şefkatli bir farkındalık yaratmayı amaçlayarak sohbet, söyleşi, sessizlik alanı, masal, şiir, film, yoga, çember, çizim, sanat terapi, müzik ve meditasyonla bir araya geliyor; ağırladığımız çok değerli konuklarımızın aktarımlarıyla bilgileniyor, zor sorularla hemhal oluyor, kalpten paylaşımlarla yasın, ölümün ve yaşamın bilgeliğini hatırlıyor, birbirimize hatırlatıyoruz.

Festivaldeki oturumların pek çoğunun kaydını paylaşarak etrafına toplandığımız bilgelik ateşinin ışığını ve sıcaklığını daha çok insanla buluşturmak istiyoruz.

İlham ve dayanışma temennisiyle.

Video Düzenleme: Aybike Savaşır Serdar

2021 – 1. FESTİVALİN VİDEOLARI

Yas Bilgeliği

Filiz Telek & Berna Köker Poljak, 30 Ekim 2021

Hayat boyunca kalplerimiz nerelerde, nasıl kırılır? O kırılan yerlerden açığa ne çıkar? Bu sorulara cevap verirken aklımıza ilk olarak üzüntü ve acı geliyor olabilir. Hâlbuki ki yas bir inisiyasyon (erginlenme) süreci ve izin verirsek bizleri büyüten bir tarafı da var. Sohbetimizde, en doğal insanlık hallerinden biri olan yasın bu şifalandırıcı halini ve hissettiğimiz derin acıların arkasındaki gizli ve iyileştirici gücü konuşacağız. Ayrıca, yas tutmanın öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir beceri olduğunu da hatırlayarak ‘’Yasıma sahip çıkabiliyor muyum, yasımı ifade edebiliyor muyum veya onu onurlandırabiliyor muyum’’ sorularıyla hemhal olup yasa çıraklık etmeye ve yasın farklı kapılarına değineceğiz.

Filiz Telek – https://kadinlarsifadir.com/
Berna Köker Poljak – https://www.bernapoljak.com/

Ölüm Söyleşisi

Berna Köker Poljak, 30 Ekim 2021

“Ölüm” kelimesi konuşma dağarcığınızda kendine yer buluyor mu yoksa yerine başka kelimeler mi kullanmayı tercih ediyorsunuz? İsmi “Ölüm Söyleşisi” olan bu sohbette Berna Köker Poljak ölüm kelimesini kullanmaktan neden kaçındığımızı, geçicilik kavramını ve yaşadığımız çağın ölüm konusunda üzerimizdeki etkilerini ölümlerine şahitlik etmek onuruna eriştiği hastaların onda bıraktığı izlerle birlikte paylaşıyor.

https://www.bernapoljak.com/

Yaşlanıyorum

Sevnaz Şahin, 30 Ekim 2021

İnsan ne zaman yaşlanıyor? Yaşlıyı ne kadar tanıyorum? Ben de yaşlanacak mıyım? Yaşlanmak istiyor muyum? sorularının yanıtlarını aradığımız bir farkındalık çalışması yürüteceğiz.

Yasıma Şefkatle Nasıl Yaklaşırım?

Burcu Bağıran, 30 Ekim 2021

Hayatın içinde, bizi yaşama bağlayan ve yaşamımızı sürdürebilir kılan kaynaklarımız azaldığında, ihtiyaçlarımız karşılanmadığında ve değerlerimizle uyumsuz durumlar içinde kaldığımızda, duymakta zorlandığımız ifadeler duyduğumuzda bedenimizde yükselen konforsuz duygular içinde kalırken Şiddetsiz İletişim metodundan destek alarak nasıl yaşadığım yasa alan açabilirim?

Bana Bedenini Söyle, Sana Yasını Söyleyeyim

Çiğdem Demir Çelebi, 30 Ekim 2021

Senelerce bilinci ve bilinçdışını dinledik de bedende kayıtlı tutulanların ne anlama geldiğini sormak aklımızdan dahi geçmedi. Oysa bedenlerimiz, ana rahmine düştüğümüz andan itibaren en güvenilir kayıt defterlerimiz. Kendini korumak ve yaşamak üzerine kurgulu bu muhteşem yapı, bizi korumak için en çok travmatik bilgiyi hafızasında tutuyor. Tüm bu kayıtlarla da günlük yaşamımıza şekil veriyor, sebebi bir türlü çözülemeyen semptomlarla bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Bu içerikte Somatik Deneyimleme yaklaşımının travmaya bakışı temel alınarak yas ve ölümle karşılaşan bedenlerimizin bunu neye dönüştürdüğünü fark etmek için ona özenle, dikkatle ve bir çocuk merakıyla bakıyoruz.

Palyatif Serviste Ölüm

Selin Yurdakul, 30 Ekim 2021

Türkiye için yeni olan Palyatif Bakım kavramıyla konuya giriş yaptıktan sonra ülkemizdeki palyatif servis uygulamalarından bahsedilen bu konuşmada, bir doktor gözünden ölüme eşlik ederken yaşadığı kişisel deneyimler paylaşılıyor. Farklı insan hikayeleri üzerinden ölüm fobisi, ölümü kabullenebilmenin ferahlığı, vedalaşma süreçleri, yası ve tüm bu süreçleri yaşayan kişilerin ihtiyaçları anlatılırken alan tutan kişilerin, bakım verenlerin yaşadığı zorluklara da değiniliyor.

Ölüm Doulalığı (Eşlikçiliği) Nedir?

Berna Köker Poljak ve Ölüm Doulaları, 30 Ekim 2021

İsmini son zamanlarda daha çok duymaya başladığımız Ölüm Doulalığıyla ilgili bilgilendirici bir sohbet. Ölüm Doulalığı nedir, ne değildir? Ölümün bu denli tabulaştırıldığı çağımızda, er ya da geç karşılaşacağımız ölüm ile ilgili becerilerimizi arttırmak ve ölmek üzere olan yakınlarımıza daha iyi eşlik edebilmek için Ölüm Doulalığı bize nasıl yardımcı olabilir? Berna Köker Poljak ve daha önce Ölüm Doulalığı çalışmasına katılmış Ölüm Doulalarıyla birlikte bir sohbet ve soru-cevap buluşması.

Ölüm Doulaları: Aysun Tezveren, Bilgesu Gündeş, Fatma Tuba Uçar, Melike Özgökçen, Nilüfer Çalışır, Şarmin Serkisyan

Güzel Ölme Hakkı

Kemal Sayar, 30 Ekim 2021

Bilimsel dünya görüşünün sonuçlarından birisi de ölümün sekülarizasyonudur. Ölüm artık bir manevi geçiş olarak değerlendirilmez, ruhların bakımı yerini hayata yıllar ekleme uğraşına bırakır. Ölüm giderek def edilecek bir bela, tıbbi bir sorun olarak algılanmaktadır. Bu sunumda ‘güzel ölme hakkı’ savunuluyor ve ölümün tıbbileştirilmesi konusunda kimi eleştiriler dile getiriliyor.

Kemal Sayar – www.kemalsayar.com/

Çocuklarda Ölüm ve Yas Süreçleri

Özge Çivci, 30 Ekim 2021

Bu içerikte, ebeveynler, öğretmenler ve terapistler gibi çocuklara temas eden kişilerin, onlarla olan konuşmalarında ölüm ve yasa dair, çocuğun merakına ket vurmayan, çocuğun duygusuna eşlik edebilen, ölüme ve yas tutmaya dair çocuksu bilgeliği sekteye uğratmayan yetişkin tutumları üzerinde duracağız. Çocukta gelişimsel olarak ölüm algısı, yakın çevresinde ölümle karşılaşmış çocuğa uygun eşlik ve çocuğun yası hakkında konuşacağız.

Özge Çivci – http://www.ozgecivci.com/

Ölmenin Gerçekleri, Ölmenin Dili

Başak Kutlu Atay, 31 Ekim 2021

Stephen Jenkinson’ın Bilge Öl kitabından okumalarla ölmenin gerçekleri ve dili üzerine bir sohbet. Cevap almak için değil, soru sormak için bir buluşma. Zira her şey merak etmekle başlıyor. Kitabın çevirmeni Başak Kutlu Atay ölmenin gerçekleriyle tanışmasından ve Bilge Öl ile deneyiminden bahsedecek, kitaptan özellikle etkilendiği bazı bölümleri okuyacak. Zaman elverdiğince değinebileceklerimizden bazıları:
-Ölmekte olanlarımıza neler yapıyoruz? Onlara karşı görevimiz ne?
-Peki ya ölülerimiz?
-Konuştuğumuz dilde ölmenin gerçeklerine yer var mı? Sevdiklerimiz ölürken ölmenin gerçeklerini görebilir, konuşabilir miyiz?
-Ölüm ne değil? Bir yanılsama, yenilgi, yaşamın ya da sağlığın karşıtı mı?

Ölüm, Yas Ve Şiir

Melike Özgökçen & Nazlı Akın, 31 Ekim 2021

Adı, soyadı Açılır parantez Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti Kapanır parantez. Behçet Necatigil Yaslı zamanlarımızda şiir anaç bağrını açar. Ruhumuzun kuytularını havalandırır, kederimizi paylaşır, başımızı okşar, elimizden tutar. Mutlu zamanlarımızda şiir neşemizi çoğaltır, sevincimize sevinç katar, coşkumuzu paylaşmamızı sağlar. Şiir ihtiyacı olana, ona başını yaslayana ne zaman ne sunacağını bilir. Şiir her daim alan tutar. Yolları ölüm ve yas çalışmalarında birleşen, ölüm ve yas aracılığıyla yaşama dair tefekkür eden, şiirin şifasına teslim olmuş biz, Melike ve Nazlı, kalplerimize dokunan şairlerin şiirlerini sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.

Yasa Çıraklık Etmek / Apprenticing to Grief

Francis Weller & Filiz Telek, 30 Ekim 2021

Francis Weller ile bu sohbetimizde yasa çıraklık etmek konusunu araştırıyoruz. Yas törenleri sayesinde insanlar olarak pişer, olgunlaşırız. Yas, dünyamıza ağırbaşlılık ve derinlik katar. İşimiz yası yalnızca bir duygu olarak değil, aynı zamanda insan olmanın esas melekelerinden biri olarak, kederi topluluk için besleyici açıdan zengin bir şeye dönüştürecek şekilde hazmedebilmeye yarayan derin bir beceri olarak anlamak üzerine. Bu çıraklık aslında, dünyanın acı ve ıstırabını onurlu ve sağlam bir duruşla karşılayabilecek bilge büyüklerin yetiştirilmesiyle ilgili. Bu iş, derin bir kültürel değişimi teşvik edebilme niyetiyle yapılan bir ruh aktivizmi.
Filiz Telek’in Francis Weller ile yaptığı bu röportajda yas nedir, yas tutmak neden önemlidir, yasa çıraklık etmek nasıl olur, yasın kapıları gibi konular işleniyor.

2022 – 2. FESTİVALİN VİDEOLARI

Ölüme Tasavvufi Bakış

Kerim Güç, 29 Ekim 2022

Ölüm bir son mudur yoksa bir başlangıç mıdır? Ölmeden önce ölmek nedir? Her nefis ölümü tadacaktır ne anlama gelir? Tasavvuf ölüme nasıl bakar? Bu söyleşide Kerim Güç bu soruların cevaplarını Tasavvufi bakış açısıyla paylaşıyor.

Yas, Kutlama ve Ritüel: Gizli Bağlantılar

Charles Eisenstein, 29 Ekim 2022

Güç uygulama ve kontrol odaklı sistemler çökerken yas ve ölümün farkındalığı, birbirimize bağlı olduğumuzu ve hayatın, ilişkilerin sağlıklı ağında serpildiğini hatırlamamıza nasıl yardımcı olabilir? Nasıl bir hikayeleme bizi ölüme dair kültürel inkarımızdan ve onunla olan savaşımızdan sarsarak çıkarır? Bu söyleşi kendi varlığımızda hissedilen yasın farkına varma ve onun bize zor zamanlarda rehberlik etmesine ve bizi dönüştürmesine izin verme üzerine şefkatli bir hatırlatmadır.

Bu söyleşide Charles Eisenstein’a Filiz Telek eşlik ediyor.

Masalların İçinde, Kemiklerin İzinde

Nazlı Çevik Azazi, 30 Ekim 2022

Bu söyleşide Nazlı Azazi bizlere masallar aracılığıyla kemiklerin sembollerini anlatıyor. Kemikler bir yandan ölümü, diğer yandan da hayatı müjdelerken, yaşamın döngüselliğini gözler önüne seriyorlar.

Günümüzde Yaşlılık

Refika Yazgaç, 29 Ekim 2022

Refika Yazgaç bu söyleşide yaşlılık ne demek, tanımları ve yaşlılığa geçişte yaşanan farklı deneyimlerden söz ediyor. Refah düzeyinin artıp insan ömrünün uzadığı toplumlarda, yaşlılık dönemindeki bireylerin hak ettiği bakımı, desteği ve güvenliği görememesi; ayrıca insan hayatına yaraşır bir şekilde yaşamını sürdürememesi üstünde duruyor ve bu konudaki farkındalığın önemini dile getiriyor. Bu kapsamda söyleşide ”Günümüzde Yaşlılık” temasının yanı sıra ageizm (yaş ayrımcılığı) olgusuna karşı Yaş Savunuculuğu ve Farkındalığı konusunda Yarenlik Platformu olarak yapılan çalışmalarından da bahsediyor.

Yas Her Zaman Ölümle Gelmez

Canan İrtem & Deniz Spatar, 29 Ekim 2022

Şiddetsiz İletişim’in kurucusu Marshall Rosenberg bir yerde demiş ki, “Keder, üzüntü, kayıp olduğunda yas tutmak çok önemlidir. Saatler, günler, haftalar, yıllar, ne kadar sürerse. Bırak duygularım bana yastan geçtiğimi haber etsinler.” Tüm dünyada Şiddetsiz İletişim çemberlerinde sık sık uygulanan bir ritüel vardır: Kutlama ve yas. Neyi kutlar, neyin yasını tutarsınız derseniz, karşılanan ihtiyaçlarımızı kutlar, karşılanmayan ihtiyaçlarımızın yasını ağırlarız. Pek çok kişi yasın yalnızca büyük bir kayıp ya da ölüm halinde gelebileceğini düşünüyor ya hani, Şiddetsiz İletişim bize kederin, acının haber ettiği ihtiyaçları fark etmeye ve karşılanmayan ihtiyaçların yasını ağırlamaya davet ediyor. Bu sohbette Şiddetsiz İletişim bakış açısıyla yası ağırlamak üzere keşfe çıkarmaya bir davet sunuluyor.

Kişisel Geliş-eme-menin Yası

Berna Köker Poljak, 29 Ekim 2022

‘Kişisel Gelişim’ ve ‘İyileşme’ kelimeleri sizde nasıl yankılanıyor? Bu sohbette, insanları yalnızca kendilerine odaklayan türde bir kişisel gelişim merakının doğduğu ve doğurduğu yasları konuşulmuştur. Acıdan kaçma – haz arama arasındaki bağlantının varlıklarımız üzerindeki kontrol gücünün ve iyileşmek adına takip edilen yöntemlerin sadece bireysel bir iyileşme ile kısıtlı kalması durumunda yaratılan kısır döngünün etkilerine değinilmiştir.

Yaşamaya Başlamak İçin Ölümle Barışmak

Cem Şen, 30 Ekim 2022

Bu söyleşi bize ölümün bir ızdırap kaynağı değil bir öğretmen olabileceğini hatırlatıyor. Bu öğretmenden öğrenmemek yaşamayı öğrenmemek ile aynı anlama gelir. Bir an önce yaşamaya başlamak için ölümle bir an önce barışmamız ve ondan öğrenmemiz gerekir. Sohbetimizde, ölümden bir öğretmen olarak nasıl öğrenebileceğimizi tartışıyoruz.
Cem Şen’in Yaşamaya Başlamak İçin Ölümle Yüzleşmek konuşmasının metnine ulaşmak için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız.
https://docs.google.com/document/d/1T…

Özlemin Sonsuzluktan Gelen Sesi

Tamara Pur, 30 Ekim 2022

Hayal ile hakikat arasında bir yolculuktur masal. Bu sohbette Tamara Pur, masalın şefkatinde parmak ucunda ilerlerken özlemlerimiz ve onların sesi bizi buluşturuyor.

Atalardan Gelen Şifa

Emine Feride Gürsoy, 30 Ekim 2022

Emine Feride Gürsoy’un ‘Atalardan gelen Şifa’ söyleşisinde, nesillerle aktarılan travmaların aidiyet duygusunu nasıl zedelediğinden bahsediyor. Doğayla, insanlıkla, cinsiyet, inanç topraklar ya da aileyle olan aidiyet darbe aldığında yaşam gücü zayıflıyor. Atalarla olan bağlarımızı yeniden kurduğumuzda kişisel gücümüzün arttığından ve yaşamdaki yerimizi yeniden bulduğumuzda yaşam bağlarımızın nasıl yeniden kurulduğundan söz ediyor.

Yasımı Çiziyorum Mandala Atölyesi

Pınar Türel, 29 Ekim 2022

Bu atölyede Pınar Türel çizimin iyileştirici ve dönüştürücü gücünden faydalanıldığını söylüyor. Mandala atölyesi yaslarla iç içe yaşarken insanın kendisiyle bağlantıda kalmasına ve kabul getirmesine yardımcı oluyor. İç barışa götüren bu çizim yolculuğu dinginlik ve huzur veriyor. Mandala yapabilmek için herhangi bir kağıt, renkli kalemler, pergel ve hayal gücü yeterli.

Sanat Terapisi Teknikleriyle Duyguların Dışa Vurumu

Sinem Çalış, 30 Ekim 2022

Bu söyleşi bizleri konuşamadığımız ama her şekilde dışa yansıttığımız duygularımızı ortaya çıkarabilmeye davet ediyor. Sanat terapisinde önceliğimiz ne yapacağımızı, ne diyeceğimizi, ne çizeceğimizi bilmek ya da “iyi çizebilmek” değil; doğal bir şekilde insanın kendini keşfetmesine izin verebilmektir. Bu söyleşi, bizi zorlayan duyguları sanat terapisi teknikleriyle ortaya çıkarmaya, kendimizi-birbirimizi anlamaya ve desteklemeye yardım ediyor.

İyi Ölmek

Günay Şahin Dalgıç, 30 Ekim 2022

Bu söyleşide, Günay Şahin Dalgıç, bir hekim gözüyle, iyi ölüm tanımının herkes için ne kadar farklı olduğunu, sağlığın, iyileşmenin, iyi ölmenin tanımlarının sadece bilimsel ve tıbbi ilkelerle sınırlandırılamayacağını keşfederek nasıl bütünsel yaklaşım yolunu seçtiğini anlatıyor.

İnsan Doğuştan Kederli Bir Hayvandır

Prof. Dr. Fuat Tanhan, 29 Ekim 2022

Prof. Dr. Fuat Tanhan din, felsefe ve psikoloji perspektifinden bakarak insanın bu dünyadaki var oluşunun çeşitli senaryolarda bir kayıpla başladığını ve tüm yaşamında bu kaybı telafi etmek için uğraş verdiğini anlatıyor. Varoluşçu felsefe insanoğlunun kendi özünü var etmesi gerektiğini savunur. Psikodinamik kuram doğum travmasından söz ederek tek amacın o huzurlu ortama geri dönmek olduğunu dile getirir. Dinler ise insanın cennetten kovulduğunu, tüm eylem ve çabanın yitirilen cennete yeniden dönmek için yapıldığını anlatır. Tüm bu disiplinlerde ortak olan dünya tekinsiz, güvenilmez ve huzursuz edicidir. Bu söyleşide Prof. Dr. Fuat Tanhan bu kederle yüzleşmek ve barışmanın daha fazla insanileşmek ve ruhen iyileşmek olduğunu anlatıyor.

Yastan Bahsetmek: Yasın Dili

Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, 29 Ekim 2022

Bu söyleşide Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu yasın dilini nasıl kullanıyoruz ve bu dili nasıl anlıyoruz hakkında konuşuyor. Yasın duygusal kargaşası içinde bilinen sözcüklerin yası tarif etmede nasıl yetersiz kaldığından, hangi dili konuşursak konuşalım, acımızın derinliğini ya da deneyimlerimizin karmaşıklığını tam olarak ifade edemediğimizden söz eden Şengül Hablemitoğlu, sevdiğimiz birini kaybettiğimizde yasın kendine özgü bir dili ile konuşup, düşündüğümüzü söylüyor. Bazı insanların yanındayken de ortak bir dilin paylaşıldığını ve sözcüklerinin duygulara, olaylara ve deneyimlere güvenilirlik kattığını; bu ortaklık duygusunun ise yasın/acının kendine ait dilinden geldiğinden bahsediyor.

Atlıkarıncada Beraber Bir Tur Daha

Fulya Düvenci Karakoç, 29 Ekim 2022

Fulya Düvenci Karakoç, Yas ve Ölüm Bilgeliği Platformu’nun ilk yıl etkinliklerinden olan Kitap Kulübünde İtalyan yazar Tziani Terzani’nin Atlı Karıncada Bir Tur Daha kitabından çıkarttığı birbirinden güzel alıntıları ve bunlardan çıkarttığı düşünce davetlerinden bazılarını yeni bir bakışla paylaşıyor. Fulya Düvenci Karakoç: ”Yas bilgeliğe davet eder. Bilgelik yolu ise şahitliklere, fark edişlere, yoldaşlara, çemberlere, sözlere, sessizliklere… Sessiz sözlerin beraber aktığı nehirlerdir kitaplar. Bazen yazarın sözü sese dönünce her birimizde başka bir yankıda bulunur ve bazen bunların beraberliği de çok zenginleştirici olur.” diyor.
Kitabı okumadan da izlenebilecek dolu dolu bir söyleşi.

Mindfulness Meditasyonu

Gamze Çaparlar, 30 Ekim 2022

Mindfulness, sürekli, kasıtlı olarak, açık, nazik ve yargısız bir şekilde şu ana dikkatimizi vererek edindiğimiz bir bilinçlenme halidir. Nefes farkındalığı, pratiklerin başlangıç noktasıdır. Nefes, her an kendiliğinden bedene dolar ve bedenden ayrılır. Düzenli mindfulness pratikleriyle, asıl doğamızı, diğerleriyle ve yaşamla olan ilişkilerimizdeki tavrımızı görmeye, anlamaya ve dönüştürmeye başlarız; zihnimiz berraklaşmaya başlar, anda kalma kapasitemiz genişler, iyi oluş halimiz ve esenliğimiz artar. Bu çalışmada kolaylaştırıcı ile beş aşamalı mindfulness meditasyonu pratik edilmektedir.

Biten Hamileliğin Doğum Sonrası Yası

Esra Erkut Demiröz, 30 Ekim 2022

Doğumdan sonra biten hamileliğiniz için yas tuttunuz mu? Bazı kadınlar doğumdan sonra güzel yuvarlak karınlarını görmeye devam edemedikleri veya bebeklerinin hareketlerini artık içlerinde hissedemeyeceklerini fark ettikleri için yaşadıkları kaybın şokunu yaşayabilirler. Esra Erkut Demiröz bu söyleşide biten hamileliğin doğum sonrası yasıyla ilgili olarak sohbet ediyor ve her bitişin bir başlangıç olduğundan bahsediyor.

Çiçek Meditasyonu

Eda Ocak, 29 Ekim 2022

Bu çalışmada, Plum Village Manastırlarında uygulanan bir Zen pratiği olan Çiçek Meditasyonu’nu deneyimliyoruz. Nefes farkındalığı ile başlayıp 4 aşamalı bir süreçle meditasyonu gerçekleştiriyoruz. Önce tazeliği, canlılığı ve çocuksu doğamızı hatırlayıp çiçek elementi ile bağlantıya geçiyoruz. Daha sonra sağlam ve sabit doğamıza sığınıp dağ elementi ile; devamında da dinginlik ve yansıtma niteliklerimizi hatırlayarak, göl elementi ile bağlantıya geçiyoruz. Son aşamada ise, uzayla özdeşleşerek acı verici hisleri bırakıp kendi bedenimizde ferahlayıp, genişlemeyi araştırıyoruz.

2023 – 3. FESTİVALİN VİDEOLARI

Festival Açılışı

Betül Keniş Atar & Berna Köker Poljak, 4 Kasım 2023

Bu yıl 6 Şubat Depreminin anısına düzenlediğimiz Yas ve Ölüm Festivali’nin açılışını Berna Köker Poljak ile Hatay’da yaşayan Betül Keniş Atar yapıyor.

Yaşam ve Ölüm Yolu

Michael Meade, 4 Kasım 2023

Almanca weltschmerz kelimesi “dünya ağrısı” veya “dünya yorgunluğu” anlamına geliyor. Dünya sorunları karşısında kendimizi yetersiz hissederken bireysel acılarımızın dünyanın acılarıyla bağlantılı olduğu anlamını taşır. Dünyayı sıkıntıya sokan şey bizi de sıkıntıya sokar ve diğerlerinin nasıl acı çektiğini hissetmek için şahsen trajik koşullarda olmamıza gerek yok. Dünyadaki acı ve yastan derinden etkilenebiliriz çünkü temel empatik nitelikler insan olmanın bir parçasıdır. Sevdiğimiz birinin acı çektiğini gördüğümüzde daha yüksek düzeyde stres ve endişe hissederiz; aynı zamanda bir yabancının acı çektiğini veya korktuğunu gördüğümüzde de bir ölçüde aynı hisleri yaşarız. Sadece anlamakla kalmıyoruz, aynı zamanda tüm insanların ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğunu ve her bir kişinin çektiği acıların kolaylıkla kendi acılarımıza dönüşebileceğini de fark edebiliyoruz. Nihayetinde yasın, yaşamda hayati bir unsur olduğu, sadece kalbi şekillendirmekle kalmayıp aynı zamanda onu açan ve içimizdeki insani cevheri çıkaran bir tür içsel şifa olduğu ortaya çıkıyor. Hepimiz bu yolda birlikteyiz, bilgisizce değil, yaşam ve ölüm yolunda birlikte yürüdüğümüz ve her birimizin korunmaya ve kutsanmaya ihtiyacı olduğu şeklindeki kadim anlayışla, bu yolda yürüyoruz.

Her Şey Dağıldığında

Nihal Şirin Yücelgen, 5 Kasım 2023

Hayatın en önemli hakikati belirsizlik. Bu belirsizliğin arkasına saklanmış ‘Benim veya sevdiklerimin başına kötü bir şey gelmesin’ diye taşıdığımız dev gibi bir korku. Peki ya gelirse? Ya her şey dağılırsa? Böyle zamanlarda neye sığınabilir, yüzümüzü nereye dönebiliriz? Istırap yakarken, gözümüzü nereye kaçırabiliriz?

Istırabı görebilmek, anlayabilmek ve ona doğru elimizi uzatabilmek için, öfke ve korkularımızın panzehiri, yasın en değerli eşlikçisi şefkat ile ilgili konuşalım. Istıraba göz ve kulak olmayı başarmak için ihtiyacımız olanlarla ilgili sohbet edelim isterim.

Her şey dağılıp çökerken esasına döner, bizim dönüşümüz şefkate olsun…

Sevgiden Gelen Nezaket – Metta Meditasyonu

Burcu Bağıran, 4 Kasım 2023

Metta, Pali dilinde nezaket, iyi niyet anlamlarına gelmektedir. Nezaket ahlaki bir erdemdir. Bireylerin bir arada yaşayabilmesi için nasıl davranmaları gerektiğine dair kültürel ve toplumsal farklılıkları esas alarak belirlenen normlardan biridir. TDK’ya göre nezaket; “Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, nazikliktir.” Kişiler arasındaki ilişkilerde saygıyı ihlal ederek davranmak, kabalık, nezaketsizlik olarak adlandırılır ve bu biçimde davranmak kabul gören bir davranış biçimi değildir. Saygı ve nezaketli davranış hepimiz için bir ihtiyaçtır. Kendime yönelttiğim nezaket içeriden dışarıya doğru yönelir ve yaşamda karşılaştığım kişilere incelikli ve nazik davranış olarak yansır. Bu nezaketin bulaşıcı ve yayılan etkisidir. Metta meditasyonu içimizdeki nezaketi canlı tutmanın ve beslemenin araçlarından biridir.

Sevgiden Gelen Nezaket – Metta Meditasyonunda doğamızdan gelen şefkati canlandırmak, başkalarına nezaket geliştirmek, kendimizin ve başkalarının iyilik haline niyetlerimizi bırakmak için bilinçli bir farkındalıkla içsel bir çalışma yapacağız.

Şükran Meditasyonu

Gamze Çaparlar, 5 Kasım 2023

Meditasyon rehberliğinde, yaşamın armağanlarını selamlamak, belki unuttuğumuz, yanından aceleyle geçip gittiğimiz iyi olanı, yolunda gideni ve bağlarımızı hatırlamak, fark etmek, zenginleştirmek ve özümsemek niyetiyle bir araya geleceğiz.

İlerleyen Yaşlarımın Yası

Tamara Pur & Neylan Dinler, 4 Kasım 2023

Yaşımız ilerledikçe neler keşfediyoruz? Bedenimizdeki değişiklikler bize ne anlatıyor? Deneyimlerimizle yolculuğa çıkarken gittikçe sadeleşiyor muyuz? Şairin dediği gibi “zamana yaş koymak iyidir” diyor muyuz?

Yas(larım) Nasıl Görünebilir?

Pınar Türel, 4 Kasım 2023

Mandala’nın dönüştürücü, kalem ve kağıdın birlikteliğinin iyileştirici gücünden faydalanacağız. Yas ve yaslarımızla iç içe yaşarken kabul ve iç barışa giden yola entegre olmak için bir araya geleceğiz. Yasın kapılarını konuşup içimizdekileri kağıda dökeceğiz. Kalbimize yapacağımız bu yolculukta bir arada olmak dileğiyle. Çalışma, 18 yaş ve üzerine uygun olacaktır. Mandala çizmek için resim bilginizin veya yeteneğinizin olmasına gerek yoktur. Çalışma, tıbbi bir öneri veya teşhis içermemektedir. Gerektiğinde doktorunuza başvurmanızı rica ederiz. İhtiyaçlar: Kağıt, kalem, pergel veya daire çizebileceğiniz bir obje (kahvaltı tabağı, bardak vs.), cetvel, renkli kalemler/boyalar.

Ölüm Yaşamın Mührü (Kitap Sohbeti)

Berna Köker Poljak, 4 Kasım 2023

Ölüm Yaşamın Mührü kitabı “Yaşamaya nasıl başlayabilirim?” sorusuyla başlıyor ve hemen arkasından sorunun işaret ettiği bir yer olduğunu söylüyor: “Ölümün yaşamın bir parçası olduğu gerçeğiyle irtibatımızı kesen hususlardan bahsetmeden ilerlememiz mümkün olmadığı için yolumuz dolambaçlı.” Berna Köker Poljak bu sohbette, ölümün, yaşamın döngüleri içerisindeki yerini kabullenebilme gücümüzün azaldığını gözlemlediğimiz bu çağda kulaklarımıza fısıldanan kültürel repertuvardan, aynı zamanda ölüme yakın kişilerle ilişkimizde bir yol haritası olarak kullanabileceğimiz bazı rehberlerden ve yas sürecinden bahsediyor.

Estes ve Ölümlülük

Damla Çeliktaban, 4 Kasım 2023

Çok sevdiğimiz yazar Clarissa P. Estes’in hayatı, yaşam/ölüm/yaşam yaklaşımı ve ölümlülük üzerine düşünceler.

Felsefeyle “Yas”lanıyorum

Burçak Melike Akgün, 5 Kasım 2023

Felsefenin batıdan doğuya uzanan dizgesinden ölüme, yaşama ve tüm bu yaşam yolunda bize sunduğu yöntemlerin incelenmesi ile tutulacak bir felsefe alanı. Doğudan batıya temel akımlar, filozofların görüşleri doğrultusunda bize yeni bir perspektif getirmesi niyetiyle.

Sivil Toplum Yas Tutar Mı?

Feyza Eyikul, 5 Kasım 2023

Sivil toplumun dinamizmi ve insana olan duyarlılığı, kriz anlarında en fazla hissedilir. Ayrı kriz anları bu dinamizme ve duyarlılığa, hak bilinci ile birlikte en çok ihtiyaç duyulan zamanlar oluyor. Bu söyleşide, deprem gibi acil durumlar sonrasında sivil toplumun nasıl bir yas süreci yaşadığını, Güneydoğu depreminde yasa eşlikçiliğini irdelemeyi amaçlıyor. Ve tabii sivil toplumun kendi yaslarını nasıl taşıdığını… ‘Sivil Toplum Yas Tutar Mı?’ başlıklı bu söyleşide, insani yardım alanında çalışmış ve deprem bölgelerinde faaliyet göstermiş, farklı toplulukların parçası üç isim, deneyimlerini paylaşarak sivil toplumun duygusal ve toplumsal reaksiyonlarını ele alacaklar. Bu söyleşi, hem sivil toplumun önemine dair daha derin bir kavrayış sunmayı, hem de krizlerin insanlar arasındaki dayanışmayı nasıl şekillendirdiğini, yasla ilişkinin bu açıdan kıymetini anlamayı hedefliyor.

Yuvaya Dönmek – Şefkatli Beden Farkındalığı Meditasyonu

Melike Özgökçen, 5 Kasım 2023

Bedenimiz en büyük kaynağımız, yuvamız. Meditasyon rehberliğinde, dikkati belli bir sıra içinde bedenin çeşitli bölümlerine yönlendirip gezdirerek, bedeni veya uzuvlarını içeriden hissetmeye çalışacak, gelen his ve duyumlara şefkatle alan açarak, mevcut anda bedenimiz içinde olma deneyimine uyumlanma, bedenlerimize daha fazla yerleşme ve bedenimizden kaynaklanan sinyalleri dinleme, duyumsama becerimizi yargısız, nazik, anlayış ve açıklıkla gözlemleme ve geliştirmeyi araştırmak için bir araya geleceğiz.

Vuslat

Müge Canan, 5 Kasım 2023

En temel korkularımızdan biri gerçekten ölüm mü yoksa yaşayamamak mı? Sonlu bir hayatı sonsuz bir anlama taşımanın yolu var mı? Ölüm mü yaşamı anlamlı kılan? Haydi birlikte bulalım cevapları…

Anlama Müdahale Etmek: Travmatik Kayıpta Yas ile Çalışmak

Robert Neimeyer, 5 Kasım 2023

Anlam odaklı bir bakış açısıyla bakıldığında, yas tutmanın ana süreci, kayıpla zorlanmış bir anlam dünyasını yeniden var etme veya yeniden inşa etme girişimidir. Yaşadığımız kayıp ister bir yakının kaybı olsun, ister sağlığın veya evin kaybından kaynaklı olsun her tür travmatik geçiş, yaslı kişiyi, güvenli bağlarını yeniden kuracak ve tamamlanmamış şeyleri içinde halledecek şekilde, yaşanan olayı anlamlandırması, sonrasında değişen kimliğini idrak edebilmesi veya olayla ilgili diğer kişilerle ilişkilerini yeniden düzenlemesi konularında zor durumda bırakır.

Bu oturumda, Üçlü Yeniden Anlam İnşası Modeli’ni özetleyecek ve onun, danışanlarımızın bir zamanlar yaşamlarına yön vermek için güvendikleri kişi, proje, meslek ve önlemlerin karmaşık kayıplarına uygulanmasını anlatacağız. Kısa klinik videolar, böyle kayıpların geride kalanların varsayımsal dünyasını ayakta tutan temel inançları nasıl kökünden sarstığını; ve acı verici ancak zorunlu bir şekilde yaşam hikayelerini tekrar tekrar gözden geçirmelerine neden olduğunu gösteriyor.

Oturumun sonunda, terapötik uygulama için kavramsal bir çerçeve sağlayan, ve insanların yas aracılığıyla gelişmelerine yardımcı olan çeşitli anlam odaklı uygulamalar sunarak bitiriyoruz.

Öğrenme hedefleri:

• Uyum sağlamaya odaklı yas tutmanın önündeki engelleri belirlemek için anlam odaklı bir yol haritası tanımlamak;

• Uyum sağlamayı zorlaştıran travmatik kayıpların tanımlayıcı özelliklerini ayırt etmek;

• Anlamlandırmakta zorlanmanın ve kişinin temel inançlarını kökünden sarsılmasının travmatik kaybın etkisini artırdığına dair kanıtları özetlemek ve;

• Yasla çalışırken anlamın yeniden inşasını kolaylaştıracak üç uygulama tanımlamak.

Intervening in Meaning: Working with Grief for Traumatic Loss

Viewed from a meaning-focused perspective, a central process in grieving is the attempt to reaffirm or reconstruct a world of meaning that has been challenged by loss. Whether we encounter such loss in the form of bereavement or in the wake of non-death losses, such as those arising from loss of health or home, traumatic transitions of all kinds can leave grievers struggling to process the event story of what happened, to make sense of their changed identity in its wake, and to realign their relationship with relevant others in a way that restores their sense of secure attachment or resolves unfinished business. In this session, we summarize the Tripartite Model of Meaning Reconstruction and its application to complex losses of people, projects, professions and protections that our clients had once counted on to navigate life. Brief clinical videos illustrate how such losses violate the core beliefs that sustain survivors’ assumptive world, prompting anguishing but essential review and revision of their life stories. We conclude by sketching diverse meaning-oriented practices that help people find growth through grief, providing a conceptual frame for therapeutic practice.

Learning Objectives:

• Describe a meaning-focused roadmap to identify obstacles to adaptive grieving;

• Distinguish defining features of traumatic losses that complicate adaptation;

• Summarize evidence that struggles in sense-making and violation of core beliefs mediate the impact of traumatic loss; and

• Identify three practices to facilitate meaning reconstruction in the context of working with grief.

Medyada Kaybı ve Yası Sansürlemek: Gaziantep – Kahramanmaraş Depremlerinin Haberleştirilmesi

Melek Çetin & Yalçın Arı, 4 Kasım 2023

  • Medya depremi ve depremin etkilerini nasıl haberleştirdi?
  • Medya ölümü ve hastalığı nasıl işliyor?
  • Medya ünlülerin ‘hatıralarını’ nasıl çerçeveliyor?

Medya gerçeklik algımızı şekillendiren en önemli faktörlerden biri olarak ölümü, hastalığı ve kaybı çerçeveleme şekliyle, bireysel ve toplumsal yaşamlarımızda, yas süreçlerimizde muazzam bir etkiye sahip.

Bilhassa deprem, yangın, sel, kaza, savaş gibi kitlesel ve yıkıcı kayıp süreçlerinin medyada temsili; kriz anlarına ve sonrasına verdiğimiz tepkiler, travmaların yıkıcılığı, yalnızlık, öfke, dayanışma, sağalma, kaygı ve umut için aynı anda hem bir lütuf hem de bir lanet işlevi görebiliyor.

Medyada Kaybı ve Yası Sansürlemek: Gaziantep – Kahramanmaraş Depremlerinin Haberleştirilmesi temel olarak, özellikle ana akım medyada deprem sebepli ölümlerin, kayıpların, acıların ve yasın ele alınış şekline bir mercek tutma çabası… Buna ek olarak, deprem dışındaki kolektif ve bireysel acıların ve kayıpların da medyada sessiz bir anlaşma kapsamında (oto) sansürlenişi ile medyanın ölüm fobisini de masaya yatırma niyeti taşıyor.

Ölümün Işığında Yaşamak

Sema Demirkan, 4 Kasım 2023

Budist Psikoloji, Dharma ve şefkat perspektifiyle ölüme dair sohbet ve ölüme dair meditatif tefekkür çalışması.

Tonglen Meditasyonu

Nilüfer Tuğlu, 4 Kasım 2023

“Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde, dünya barışı tanıyacaktır.”

Sri Chinmoy Ghose

Dünya zor zamanlardan geçiyor. İnsanlar depremlerde hala ölüyorlar, pek çok canlının yuvası olan ormanlar hala kesiliyor, yanıyor; acı çeken çocuklar, gençler ve insanlar çok fazla, yeryüzü harap olmanın eşiğinde. Dünyanın yaslarına sadece izleyici olmak kalplerimizi hüzünle dolduruyor. Çünkü bizler dünyadan ayrı değiliz, onun ruhundan bir parçayız ve yaşanılanları orada olmasak bile hissedenleriz.

Tonglen kelime anlamıyla alma ve verme demektir; acıyı alıp, şefkate dönüştürme eylemidir. Bize, kendimizden başlayarak, ihtiyacı olan insanlarla birlikte olabilme imkanı sunar. Hiç tanımadığınız ama var olduğunu bildiğiniz acı içindeki insanlar için içinizdeki en yüksek duygu olan şefkat duygusunu sunmak ister misiniz?

Bu meditasyonu hayatınızın her alanında uygulayabilirsiniz. Olumsuzu, negatifi olumluya dönüştürmenin en saf yollarından biri olan tonglen meditasyonunda buluşmak dileğiyle.

Yoga Çemberi

Serap Pazarcık, 5 Kasım 2023

O anki mevcudiyetimizle niyetlerimizi paylaştığımız çemberimizle başlayacak olan çalışmamız; nefes, meditasyon, dans, yoga akışları, ses, yazı vs akışta beden-zihin-ruh birliğimize katkı olan çalışmalarla devam edecek; farkındalıklarımızı paylaştığımız çemberle de sonlanacaktır. Etkinlik sorumuz: “bedenin sana ne söylemek istiyor?”

Kalbin Sesi

Gökçe Es, 5 Kasım 2023

Gökçe, Kalbin Sesi ile söz ve müziklerini yazdığı bestelerine ve ilahilere nefes olmaya; yasımızı tutarken içimizde sıkışıp kalmış, dışarı çıkmakta zorlanmış taraflarımızın nezaketle dışarı çıkması için birlikte ses çıkarma alanı tutmaya niyet ediyor.

Yaşlanmanın Faydaları: Anti-Aging Çağında Aykırı Bir Bakış

Özlem Demirci, 5 Kasım 2023

Şehrin merkezinde kocaman bir reklam panosu: Zamanı geriye alın!

Sizce reklam veren bu marka hangi ürünü satıyor?

Sadece 10 yıl önce olsa göz çevresi kremi ya da spor salonu üyeliği gelebilirdi aklımıza. Ama bu bir hastane reklamı. Yani sağlık hizmeti veren bir kurum aynı zamanda bize zamanı geriye almayı da vadediyor artık. Demek ki zamanın ileri doğru gidiyor olması pek de sağlıklı kabul edilmiyor günümüzde. Çünkü zaman aktıkça yaşlanıyoruz. Yaşlanmanın kötü bir şey olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Kim genç olmak varken yaşlanmak ister ki? Ama yine de -eğer hayattaysak- her geçen gün yaşlanıyoruz. Etrafımızdaki tüm sesler yaşlanmanın zararlarından bahseder ve yaşlanmamamız için bize yapılacaklar listesi verirken, zamanın ileri akmasını nasıl kabul edeceğiz? Önce yaşlanmanın ne olduğundan bahsedeceğim size. Yaşlanırken bedenimizde neler olduğunu konuşacağız. Çünkü bakarsınız yaşlılığı tanımak işimizi kolaylaştırır belki. Sonra yaşlanmanın yası hakkında konuşacağız. Yaşlanmanın yasını tutmak ölümle ilişkimizi nasıl etkiler acaba? Bundan bahsedeceğiz. Yalan değil, biraz da yaşlanmayı öveceğim sizlere. Belki hak verenler olur aranızdan ya da itirazları da duyarız seve seve. Ben çok heyecanlıyım şimdiden, buluşmak üzere.

Kali

Zeynep Tamtürk, 4 Kasım 2023

Hindu Tantra’larında Kali (Zaman) Ölüm ve Yaratım Tanrıçası olarak tasvir edilir. Büyük Anne. Karanlık Dişi. İçine Alan, Yok Eden ve Doğuran.

Rasyonel aklın hükümdarlığındaki doğadan kopuk medeniyetlerde ölüm yadsınan ve yok sayılan bir olgu olarak karşımıza çıkar.

Ego’nun tek gerçeklik ve merkez gibi hüküm sürdüğü bu topraklarda, neredeyse Ölüme savaş açılmıştır. Yaşamın ölümü inkar ederek var olabileceği sanrısındaki İnsan, kendine sahte bir gerçeklik yaratır. Ta ki kaçınılmaz surette ölüm ve kayıplarla yüzleşene ve egonun mutlak otoritesi sarsılmaya başlayana kadar.

İnsan kendisini bir takım şeyler için çabalayıp onlara tutunarak – isim, para, ün ve hatta aile, çocuk… kalıcı hale getirebileceğini sanır. Oysa ki Ölüm var. Zaman, en büyük hatırlatıcı.

Gerçekten yaşamak,

Ölümü ve geçiciliği fark etmekle mümkün.

O zaman insan verdiği savaşları sorgulayabilir; büyük resimdeki yerini ve yaşama özgün hizmetini bulmaya yaklaşabilir.

Yetersiz Bakım Almış Çocukluğumun Yası (Sanat Terapi Atölyesi)

Şeyma Demirtaş Tuna, 5 Kasım 2023

Ebeveynlerimiz hayat koşulları, hastalıklar, kayıplar, kişisel deneyimleri veya sadece bunu nasıl yapacaklarını bilmemelerinden dolayı büyürken bize yeterli bakımı verememiş olabilirler. Çocukken karşılanmayan bu ihtiyaçlarımızı yetişkin olduğumuzda karşılamak kendimize verebileceğimiz en değerli hediyelerden biridir.

Bu atölyede yetersiz bakım almış çocukluğumuzun yasına bakıp sanat terapi aracılığı ile yaralarımızı sarmaya çalışacağız. Bu çağrı içinizde bir yerlere dokunuyorsa çocukluğunuzu ve yasınızı alın gelin.

Not: Atölye için kırmızı/beyaz kağıt, makas, boya kalemi ve birkaç tane yara bandını hazırlamayı unutmayın.

Yas, Bütünlüğe Giden Yol (Grief, A Path to Wholeness)

Frank Ostaseski, 5 Kasım 2023

Yas tutarken, daha önce bir şekilde bizim için erişilemez olan kendi parçalarımıza erişiriz. Farkındalıkla birlikte, yasın içinden geçen yolculuk, bütünlüğe giden bir yol haline gelir. Yas, bizi bireysel kaybımızın ötesine uzanan derin bir anlayışa taşıyabilir. Frank, Zen Hospis Projesi’nde kullanılan ve Kayıp, Kaybetme ve Gevşetme olarak adlandırdığı yasın ilerleyişine ilişkin bir modeli inceleyecek…

In grief we access parts of ourselves that were somehow unavailable to us in the past. With awareness, the journey through grief becomes a path to wholeness. Grief can lead us to a profound understanding that reaches beyond our individual loss. Frank will review a model of the progression of grief used at the Zen Hospice Project that he refers to as Loss, Loosing and Loosening.